Fenerbahçemiz ile Konyaspor, ligde yarın 20. maça çıkacak.Lig tarihinde ilk kez 1988-89 sezonunda mücadele etmeye başlayan ve Fenerbahçe ile toplam 19 lig maçında karşılaşan Konyaspor, 18 kez yenildiği rakibi karşısında sadece tek galibiyet alabildi. Fenerbahçe, Konyaspor karşısında yaptığı 19 lig maçından 18'ini kazandı...

Roberto Carlos'a rekor teklif

İspanya�da yayınlanan Sport gazetesi, Fenerbahçe kulübünün uzun süredir peşinde olduğu Roberto Carlos için son kozlarını oynadığını savunarak, bu futbolcuya yıllık 5 milyon euro ile 3 yıllık sözleşme teklif ettiğini belirtti.

Sport gazetesi, sarı lacivertli kulübün önerdiği 5 milyon Euro�nun Real Madrid�te sadece yıldız futbolcuların aldığını kaydederek, tarihte ilk kez bir Türk takımının Real Madrid�ten böylesine yüksek bir rakamla bir futbolcuyu transfer etmeye çalıştığına dikkat çekti. İngiliz kulübü Chealse�nin de Roberto Carlos�un peşinde olduğunu iddia eden Sport gazetesi, "Ne ünlü Real Madrid Kulübü, ne de mültimilyoner Chealse Kulübü, Fenerbahçe kadar Brezilyalı yıldıza bu parayı teklif etmeye yanaşmıyor" yorumunda bulundu.

Bu arada Roberto Carlos da İspanyol medyasına yaptığı açıklamada Real Madrid ile günlerinin sayılı olduğunu açıkladı. Real Madrid kulübünün geleceği hakkında sessiz kalmasından rahatsızlık duyduğunu ifade eden ünlü futbolcu, kendisine gelen teklifleri değerlendirerek geleceği hakkında en iyi kararı yakında alacağını söyledi. Futbol hayatına Brezilya�da noktalamayı düşündüğünü de belirten Roberto Carlos, ancak futbolun süprizlerle dolu olduğunu, Brezilya yerine Avrupa�daki bir kulüpte de sahalara veda edebileceğini açıkladı. 


Yattara Chelsea'dan teklif almış
Bordo-Mavili taraftarlardan takım üzerinde baskı kurmamalarını isteyen İbrahim Yattara, Trabzon’a gelmeden önce Chelsea’dan teklif aldığını iddia ediyor

Takımda en isabetli orta yapan oyuncu da o, en çok top kaybeden de. En çok asist yapan da, yedek kulübesinde en çok oturan da... Bordo-Mavili tribünlerin en sevdiği oyuncu da o, şehirde en fazla yaramazlık yapan da. İfratla tefrit arasında bir futbolcu İbrahima Yattara. Trabzonspor’daki dördüncü yılı. Geride bıraktığımız sezonlarda takımı çalıştıran hocaların hepsi onu yedek kulübesine gönderdi ama hepsi de skor kötü gidince ilk ona sarıldı. Bu sezona da ilk onbirle yedek kulübesi arasında mekik dokuyarak başlayan Yattara, Denizli maçında sakatlandığı için sahalardan 1 ay uzak kalacak.

Gineli oyuncuyla bir şampuan reklamı için geldiği İstanbul’da röportaj için sözleştik. Kulüpten gerekli izinleri aldıktan sonra Trabzon’da buluştuk. İstanbul’da özel sohbet sırasında duygu ve düşüncelerini daha açıkça dile getirdiği halde Trabzon’daki röportajda biraz temkinli davrandı. Özel hayatıyla ilgili sorulara cevap vermedi. Ancak yine de önemli açıklamalar yaptı. Hedefi Avrupa’nın büyük takımlarından birinde oynamak. Trabzon’a gelmeden önce Chelsea’dan teklif aldığını söylüyor. Bordo-Mavili taraftarların en çok sevdiği oyuncu taraftarlara da çağrıda bulunuyor: Avni Aker’i bize değil rakiplere dar edin.

-Futbola ne zaman başladın?

Çok genç yaşta sokaklarda başladım. Babam da Gine’de önemli bir oyuncuydu. Onun da etkisi var bende.

-Çalım atma becerini neye borçlusun?

Aslında futbola ilk başladığım zamanlar orta sahada oynuyordum. Rakibe çalım atmaktan ziyade driplinge dayalı bir stilim vardı. San Garedi takımına transfer olunca takımın hocası beni kanatta oynatmaya başladı. Kanatta oynayınca da rakiplere çalım atma özelliğim ortaya çıktı.

GELMEDEN ÖNCE CHELSEA’DEN TEKLİF ALMIŞTIM

-Kaç kardeşsin? Fakir bir ailenin çocuğu muydun?

14 kardeşim var. Ailemizin gelir düzeyi o kadar yüksek değildi. Onlara kazancımın bir kısmını göndermeye devam ediyorum. İki erkek kardeşim Gine’de futbol oynuyor. İyi oynuyorlar ancak Avrupa piyasası için henüz kendilerini gösterecek şansı bulamadılar.

-Ülken Gine’den sonra Belçika’nın Antwerp takımına transfer oldun. Ancak orada pek kendini gösteremedin…

Orada ilk sezonumda gelir gelmez ciddi bir sakatlık geçirdim. Ameliyat oldum. Dolayısıyla futboldan uzak kaldım. Ancak ikinci sezonumda çok iyi bir performans çizdim. Öyle ki İngiltere’nin Chelsea takımından transfer teklifi aldım.

-Neden Trabzon’a geldin?

Hem Gine Millî Takımı’nda yeterince maç oynayamadığım için (İngiltere’de oynamak için bu şarttı) hem de AB pasaportu taşımadığım için bu transfer gerçekleşmedi. Ben de Türkiye’ye geldim.

-Seni nasıl fark ettiler?

Aslında Trabzon’un transfer gündeminde yoktum. Takımda başka bir futbolcuyu izlemek için Belçika’ya gelmişlerdi. O maçta beni beğendiler ve teklifte bulundular. Trabzon’u pek duymamıştım. Benimle temasa geçtikten sonra araştırma yaptım ve tekliflerini kabul ettim.

-Trabzon seyircisi, gelir gelmez seni çok sevdi. Bu ilgiyi bekliyor muydun?

Beni Gine’de de çok seviyorlardı oyun stilimden dolayı. Ama Belçika’da futbolcuya böyle ilgi yok. Buraya gelince aynı ilgiyi görünce şaşırmadım, bilakis çok hoşuma gitti.

-Yattara seyirciye mi oynuyor, kendine mi oynuyor, yoksa takım için mi oynuyor?

Eğer kendim için oynasaydım futbolcu olamazdım. Başta takım için sonra taraftar için oynuyorum.

-Maç esnasında attığın çalımlardan dolayı sana yapılan tezahüratlar sende ekstra bir motivasyon etkisi oluşturuyor mu?

Çalım atmaya yönelik bir stilim var. Rakibe çalım atmayı başarınca taraftarlar heyecanlanıyor. Taraftarların bu heyecanı beni de heyecanlandırıyor. Şevkim artıyor. Rakibe çalım atmaya yönelik hareketleri daha çok yapmaya çalışıyorum. Hem ben yaptığım işten zevk alıyorum hem de taraftar bu oyunumdan zevk alıyor.

-Bazen rakipleri komik duruma düşürüyorsun. Hiç kendini onların yerine koyduğun oluyor mu?

Bence o kadar büyütecek bir şey yok. Bazen defans oyuncusu da bana çalım atıyor. Bunlar futbolda normal yani.

-Trabzon seyircisi iç saha maçlarında takıma baskı oluşturuyor mu?

Evet, bize iç sahada bir baskı oluşturdukları doğru. Baskıyı rakip takım üzerinde oluşturmaları gerekirken bizim üzerimize oluşturuyorlar. Bu yüzden deplasman maçlarında nerdeyse kendi evimizde oynadığımız maçlardan daha iyi ve rahat oyun ortaya koyuyoruz. Tabii taraftarlar iç saha maçında gol görmek istiyor. Şampiyonluğa hasretler, biz de hasretiz. Sahada bazı arkadaşlarımız taraftar baskısı yüzünden kötü oynayınca bu otomatikman bütün oyuncuları etkiliyor. Ve sonuçta takım olarak iyi bir oyun ortaya koyamıyoruz. Bazı pozisyonlarda bazılarımız panikliyor. Bence taraftarımız sabırla tüm takımı desteklemeli. Gol gelmiyor diye takım üzerinde bir baskı oluşturmamalı. Taraftarların tezahüratlarıyla Avni Aker rakiplerin korkulu rüyası olmalı.

-Trabzonspor’u çalıştıran her hoca seni yedek bırakıyor. Sonra da zor anlarda oyuna sürüyor. Bunu neye bağlıyorsun?

Bana kalsa ben her maçta ilk onbirde oynamalıyım. Hiçbir oyuncu yedek kalmak istemez. Ama bana göre hocalar benim stilimi görene kadar bana temkinli yaklaşıyorlar. Tabii bazı maçlarda rakibin durumuna göre taktiksel değişiklikler olabilir. Maça yedek başlayabilirim. Hocaların kararıdır. Saygı duymak lazım. Acil durum olunca da beni kullanabilirler.

DURUMU DÜZELTMEK BİZİM ELİMİZDE

-Disiplinsiz bir futbolcu olduğun yönünde eleştiriler var. Ne diyorsun bu konuda?

Bu soruya cevap vermek istemiyorum.

-Trabzon lige iyi başlamadı. Bu sezon F.Bahçe ve Beşiktaş önemli yabancılar transfer etti. Sana göre lig sizin için zorlu mu geçecek?

Şimdi kadro açısından biz de kuvvetliyiz. Ama lige kötü bir başlangıç yaptığımız doğru. Bunu düzeltmek yine bizim elimizde. Biraz zamana ihtiyacımız var. Alınan oyunculardan sonra ligin kalitesinin arttığını düşünüyorum. Anadolu takımları da güçlendi. Yıldızlar topluluğu denen F.Bahçe Sakaryaspor’a yenildi mesela. Bana göre Trabzonspor sezon sonunda geçen yıla göre daha iyi bir derece elde eder.

-Trabzonspor orta sahaya birçok oyuncu aldı. Ancak forvette Fatih’i kaybetti. Forvette sorun yaşar mısınız?

Fatih’i özlüyorum ama o artık gitti. Şimdi onun yerini Ersen, Cem ve Umut dolduracak. Bence üçü de iyi oyuncu. Ancak yeni bir takıma hemen adapte olmak öyle kolay değil. Zamana ihtiyaçları var. Onlar iyi bir form tutarlarsa sürekli Fatih’in gündeme getirilmesi de ortadan kalkacak.

MARCELİNHO’YA İLGİ GÖSTERİLMESİ NORMAL...

-Trabzon taraftarı Marcelinho’yu da çok sevdi. Onunla aranızda bir rekabet olur mu?

Sonuçta ben Yattara’yım, o Marcelinho. İkimiz de tanınmış oyuncularız. Taraftar beni çok seviyor. Ben üç yıldır buradayım. Marcelinho ise yeni geldiği için taraftarların ona daha fazla yakınlığı olacaktır. Çünkü onu takıma ısındırmaları lazım. Motive etmeleri lazım. Ona daha fazla ilgi olması bana göre normal.

-Marcelinho’nun oyun stili hakkında neler düşünüyorsun?

Onun kalitesini tartışmaya gerek yok. Bir iki ay içinde çok daha iyi olacaktır.

-Fatih Tekke senin için kafasını toplarsa Real Madrid’de bile oynar demişti…

O bunu bana da birçok kez söyledi. Tabiî ki herkes büyük takımda forma giymek ister. Ben de isterim. Bunu yapabilmek için de sahada elimden gelenin en iyisini yapıyorum. İnşallah bu gerçekleşir.

-Yattara, boş zamanlarında Trabzon’da ne yapar, ne yer, ne içer?

Trabzon’da sanki Gine’de gibiyim. Herkes ilgi gösteriyor. Burada çok mutluyum. Bu şehri çok seviyorum. Akçaabat köfteye, hamsiye bayılıyorum.

-Türk vatandaşı olmayı düşünüyor musun?

Dediğim gibi Trabzon’u ve Türkiye’yi çok seviyorum. Burada 5 yılımı doldurduktan sonra ben de Türk vatandaşı olmak isterim.

-Sözleşmen bittikten sonra ilk tercih edeceğin yer burası mı olacak?

Sözleşmem 2009’da bitiyor. Şu an için bir şey söylemek erken olur.

-Hakemler çok eleştiriliyor. Sen hakemlerden memnun musun?

Bazı maçlarda beni kızdırıyorlar ama idare ederler (gülüyor).

-Hakemlerin ligin sonucuna tesir ettiği görüşüne katılır mısın?

Hakemler zor bir iş yapıyor. Anlık karar veriyorlar. Bazen hata yapıyorlar. Bu hatalar skora etki ediyor. Bunu art niyetli yaptıklarını düşünmüyorum. Böylesi çok feci olur. Bence bu onların yetenekleriyle alakalı bir durum.

-Bir dönem gece hayatıyla gündeme geldin. Pişman mısın?

Cevap vermek istemiyorum.